DİDEM SEYMEN- Vücutta istenmeyen bölgelerde deri altında biriken, spor ve diyete dirençli yağ dokusu ideal bir vücut silüetinin oluşmasına engel olmakta. Liposakşın, uygun hastalarda, deri altında bulanan yağ dokusunun çeşitli yöntemler (mekanik, lazer ışını veya ses enerjisi) kullanarak eritilmesini, ardından delikli kanüller yardımıyla dışarı alınmasını sağlayan, günümüzde en sık yapılan estetik cerrahi işlemlerden biri. Ancak dönüşü olmayan kötü sonuçlarla karşılaşmamak için bu yöntemin ehil eller tarafından uygulanması çok önemli. Kimlere uygulanabilir, gerçekten olumlu sonuçlar veriyor mu, yanlış kişiler tarafından uygulanırsa ne gibi sonuçlar doğurur? Amerikan Estetik Tıp Merkezi’nden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Op. Dr. Ozan Aslan, liposuction ve mezoterapi ile lipoliz yöntemleri hakkında sorularımızı yanıtladı.
Obezlere uygulanmıyor
*Liposakşın kimlere uygulanabilmekte?
Liposakşın ile yağ azaltılması, kilo vermek isteyen hastalar için uygun olmayıp esasen vücudu şekillendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Hangi hastanın uygun olduğuna ise vücut kitle indeksi ve bel-kalça oranlarından faydalanarak karar veriyoruz. Vücut kitle indeksi eğer 30’un altında bir değer çıkıyorsa liposakşından fayda görebilirsiniz. 30’un üzeri değerler ise sağlık problemlerine sebep olabilen kilo probleminiz (obezite) olduğunu gösterir. Esas karar, hastanın genel sağlık durumu, yaşı, cinsiyeti, ırkı ve tabii ki beklentileri birlikte değerlendirilerek verilir.
Uygun olmayan liposakşın adaylarının içinde birinci sırada obez hastalar var. Ayrıca cilt altından çok karın içi yağlanması bulunan hastalarda lipsakşın için uygun aday değildir. Bununla birlikte kalp ve solunum rahatsızlığı, kanama bozukluğu, derin ven trombozu, yeme bozukluğu veya hormonal bozuklukları bulunan, gerçek dışı beklentileri bulunan hastalar için liposakşın uygun değildir.
Yaş önemli etken
*Liposakşından sonra yağların fazlasıyla geri geldiği doğru mu, şehir efsanesi mi?
Sık bilinenin aksine liposakşın yöntemi kilo vermek için uygulanmaz. Bu yüzden obezite cerrahisine alternatif değildir. Liposakşın kiloda düşmeye sebep olur ve kişi alınan yağ dokusundan kalıcı olarak kurtulur. Ne yazık ki bu hastanın kilo almayacağı anlamına gelmez. Yani kişi ameliyat sonrası kilosunu koruduğu sürece yağlar geri gelmez.
Yüzde 10 sınırı var
*Liposakşın yaptırıp hayatını kaybedenlerle ilgili haberlere denk geliyoruz. Bu işlemde neye dikkat edilmeli?
Bilimsel veriler vücut ağırlığının yüzde 10’undan fazla yağ alınmasının tehlikeli olabileceğini belirtirken, ameliyatın süresi, müdahale edilecek bölge ve yağ enjeksiyonu yapılıp yapılmayacağı komplikasyon riskinin belirlenmesinde değerlendirilecek hususlardır.
Mezoterapi ile lipoliz nedir?
Özellikle Fransa’da mezoterapi daha çok spor yaralanmaları, kronik ağrı, romatoid artrit, vasküler hastalık, psöriazis gibi kozmetik olmayan rahatsızlıklar için kullanılırken ülkemizde çoğunlukla selülit, bölgesel yağlanma tedavisi, deri rejuvenasyonu, saç foliküllerini güçlendirme gibi estetik amaçlar için kullanılıyor. Bir diğer yöntem lipoliz ise yağ dokusunun eritilmesi tanımlamakta. Op. Dr. Ozan Aslan’dan bu yöntemler hakkında da bilgi aldık.
*Sistem nasıl çalışır?
Mezoterapi ile yağ dokusunun cerrahi olmadan azaltılması ve selülit tedavisi, bir süredir Avrupa ve Kuzey Amerika’da kullanılmakta ve uygun vakalarda, diyet, egzersiz, hormon tedavisi ile kombine edilerek liposakşına alternatif tedavi yöntemi olarak önerilmekte. Mezolipoliz ajanları bir taraftan yağ hücre duvarında bulunan beta reseptör aktivitesi ve alfa-2 reseptör blokajı yaparak yağ hücresinin parçalanmasını sağlarken diğer taraftan yağ dokunun kan dolaşımını arttırarak selülit tedavisinde ek fayda sağlar.
Riski daha az
*Mezoterapinin yan etkisi var mı?
Her ne kadar güvenli olarak değerlendirilse de mezoterapi uygulamasının tıp literatürüne geçmiş bazı nadir yan etkileri de mevcut. Örneğin deri bütünlüğünün kaybı, deri altında pannikülit dediğimiz ağrılı şişliklerin gelişmesi, yüzeysel ağrı, yaygın alerji, cilt altı kanama, apse, ürtiker, deride pullanma gibi. Özellikle yağ yakmada kullanılan fosfotidilkolin içeren ajanlar bazı hastalarda bulantı, artmış tükürük salgısı ve karın ağrısı gibi sistemik şikayetlere ayrıca kızarıklık, şişlik, kaşıntı, yanma gibi bölgesel şikayetlere neden olabilir.
*Avantajları neler?
Cerrahi dışı bir yöntem olarak uygulanması, daha az risk ile daha kolay uygulanması, selülitlerde düzelmeye yardımcı olması, daha ucuz olması ve sosyal hayata hızlı dönüş gibi avantajları varken; her hasta için uygun olmaması, kısmi düzelme şansı ve yukarıda bahsedilen bazı yan etkilerin bulunması gibi dezavantajları var.