İmamoğlu Erdoğan’ın Sisi ile görüşmesini eleştirdi: ‘Bu U dönüşlerine alışkınız’

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beykoz Çubuklu’da, daha önce akaryakıt deposu olarak kullanılan Boğaz’a nazır silolaların dönüşümü, tadilatı ve restorasyonu şantiyesinde incelemelerde bulundu.

İmamoğlu, Mart ayı içerisinde halkın kullanımına açılması planlanan silolarla ilgili, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Özel’den bilgi aldı. İnceleme gezisinde İmamoğlu’na, CHP Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler de eşlik etti. İmamoğlu, gezisi sırasında, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularına da yanıtlar verdi. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

Göz Atın

Saadet’ten İmamoğlu’na eleştiri: Altın tepside sunulan fırsatı hoyratça heba etti

AKP’de İstanbul alarmı

‘VATANDAŞ LEHİNE DÖNÜŞTÜRME GAYRETİNDE OLDUKÇA…’

Burası daha önceki yıllarda ne olarak tasarlanmış? Uzun yıllardır burası atıl durumda kalan silolar belli ki. Bu zamana kadar tasarruf neydi? Ne oldu? Şimdi böyle bir kültürel ihtiyaç varsa, bu zamana kadar neden değerlendirilmedi? 

“İstanbul’un ciddi bir talihsizliği bu tür noktalarla ilgili alınan tavır. Yani örnek; Atatürk Fidanlığı, Büyükdere’de 250 bin metrekare, Boğaz’ın kıyısında niye çürümeye terk edildi 13 yıl, 14 yıl, 15 yıl Büyükşehir belediyesi dönemi. Bizden önceki iktidar dönemi. Merkezi irade, yerel irade aynı; Sayın Cumhurbaşkanı da diyor ya ‘aynı kulvarda.’ Ya da Atatürk Kent Ormanı, niye öylesine kaderine terk edildi, içine bir tek insanın bile girmediği, yürüyüş yapmadığı bir saha noktasında değerlendirilmedi? Ya da burası. Bu tabii hem sorulması hem de sorgulanması gerekir. Bu sahalar, çok kıymetli yerler Boğaz’a bakan hem Beykoz’daki bu yer hem de Büyükdere Fidanlığı. İstanbul’un sahillerine bakın. Koca koca yapıların, binaların kamu arazilerine nasıl dizildiğini görürsünüz. Biz buraları; vatandaş lehine, halk lehine dönüştürme gayretinde oldukça, buralar bu tarz bir sonuca evrildiğinde, artık yüzyıllar boyu vatandaşa ait yerler pozisyonuna dönüyor.”

‘SADECE İYİLEŞTİRMİYORUZ’

“Biz sadece iyileştirmiyoruz, kullanım fonksiyonunu da vatandaş lehine tasarlıyoruz. Birkaç insanın mutlu olacağı bir sahada, bu tarz yerler olabilir. ‘Boğaz’a açık bir yeri imara çıkarmak kolay. Bu bakımdan biz, bu tür yerleri, yıllarca böyle metruk duran, geçmişte sadece petrol tankerleri, yakıt tankerleri olarak Petrol Ofisi’nin kullanımına tahsis edilmiş bu alanlar; şimdi kültür, sanat, çocuk, yaşam, kadın, genç ve Beykoz halkı için bir kültür-sanat bölgesi. Bir yanıyla da Beykoz, aynı zamanda bir öğrenci kampüsüne de döndü. Çünkü burada, çok yakın bölgede üniversiteler var. Bütün bunlar aslında yoğun da bir üniversite göçünü buraya taşıyor. Dolayısıyla buralar, Beykoz halkıyla birlikte, Beykoz’u kullanan çok kıymetli öğrencilerimiz için de değerli fonksiyonlara dönüştürüldü.”

‘KAFETERYAYA İMAR ÇIKARAN…’

Boğaz’da imar çıkarmak kolay mı? 

“Yasaya bakarsanız, çok zor. Ama işte İstanbul Boğazı’nın tam böyle dibinde, Üsküdar Camii’nin önünde, bir gecede yıkıma gittiğimiz bir kafeteryanın, uydurma yapısının olduğu yere, Şehircilik Bakanlığı imar çıkardı bir gecede. Kafeteryaya imar çıkaran, bu koca silolara Allah bilir ne çıkarırdı; onu bilmiyorum.”

‘GÖREVİNİ BİRÇOK KONUDA EKSİK YAPTI’

Murat Kurum’un, Erzincan’daki maden kazasıyla ilgili açıklamaları vardı. Muhalefeti siyasi malzeme yapmakla suçladı. Siz ne söylemek istersiniz bununla ilgili?

“Çevre meselesi siyasi bir meseledir. Bir ÇED raporu meselesi var ve ÇED raporu konusunda, ‘21 tane kamu kurum görüşü gerekir. Bu bakanlığa ait değildir’ vesaire gibi çok bilgisizce bir yorum yapılmış. Çünkü, rapor ya da kurum görüşleri toplanır ancak ÇED raporunu Şehircilik Bakanlığı veririr. Yani burada bile insanları yanıltan bir açıklama söz konusu. ÇED raporunun altına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imza koyar. O bakımdan, evet kurum görüşlerini toplarsınız ama ondan sonra siz karar verirsiniz. Burada bile hani, ‘Bu karar bize ait değildir’ yorumunu duydum. Çok yanlış. Çevre Şehircilik Bakanlığı, görevini birçok konuda eksik yapmıştır. Son dönemde çevre adına da iyi bir sınav verilmemiştir. Daha dün Kanal İstanbul meselesinde, ‘ya-pa-ca-ğız’ diye heceleyen bir akıl, şimdi, ‘Vatandaşın gündeminde olmayan, bizim de gündemimizde yoktur’ diyebiliyor. Ama bu U dönüşlerinin uzağında bir yapı değil, o yapı. Bu U dönüşünün en somut örneğini, dün, Sevgililer Günü’nde yaşadık. Yani ‘Sisi mi İmamoğlu mu’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı, dün, Mısır’da, ‘Sevgili kardeşim’ diyerek, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Mısır’ı ziyaret etmiştir. Bu U dönüşüne alışkınız. Ama biz, memleketimizin aleyhine yapılması muhtemel bu tür tavır ve davranışları sergileyecek insanlara, U dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. Onları, geri vitesiyle inşallah, ait oldukları yere göndereceğiz.” 

‘KENDİSİ, SİSİ’DEN YANA TERCİHTE BULUNDU’

Sizi Sisi’ye benzetmişti, “Sisi’ye mi, Binali’ye mi oy” diye? 

“Evet; ‘Sisi mi, Binali mi?’ Kendisi, Sisi’den yana tercihte bulundu. Onu görüyoruz. Bakalım ne olacak şimdi?”

“ANKETLERİ KONUŞMAK İÇİN ERKEN”

Seçim yaklaştıkça anketler çok konuşulur. Sizin yapmış olduğunuz bir anket var mı? 

“Anketlerde elbette memnun edici sonuçları alıyoruz. Ama şu anda İstanbul’da adaylar, daha yeni olgunlaştı. Olgunlaşıyor. Başka adaylar da çıkabilir. Gerçek anketler, muhtemeldir ki önümüzdeki haftadan sonra, yani bir-iki hafta sonra, daha somut verilerle önümüze gelir. Belki o zaman konuşmak daha doğru olur. Biraz erken buluyorum şu anda.”

‘İNSAN UTANIR’

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ihalesi, İBB’nin açtığı dava sonucunda iptal edildi. Bu konu rakibiniz Murat Kurum’a sorulduğu zaman, ‘Onu İBB’ye sorun. Neden böyle bir dava açtı? İstanbul’da yeşil alan kazandıracaktık. Zorlarına mı gitti’ gibi de bir açıklaması oldu. Siz neden böyle bir dava açtınız? 

“’İstanbul’da yeşil alan kazandıracağız’ dedikleri akla bakar mısınız? Havalimanına bir gecede eskavatörler, kamyonlar… Hiç kimsenin haberi yok.Yani bu saldırı ne için? Bu cevabı bile üzüntü verici. Gerçekten aklı, İstanbul’da değil. Başka bir akılla konuştuğunu düşünüyorum. Muhtemelen kendi iradesi, zihninde bu cümleleri kurmuyordur. Ne söyleniyorsa ne anlatılıyorsa ne dikte ediliyorsa; onu telaffuz ediyorlar. İnsan utanır, böyle bir örneği vermez.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir