Bülent Buda: Cüneyt Biçer’in yerinde olsam gençlere çıkın futbola dair ne biriktirdiyseniz onu oynayın, terinizin son damlasına kadar harcayın. Özgür, Ceyhun, Salih ve Sefa gibi deneyimlilere de bunlara göz kulak olun, kanatlarınızı üzerlerine açın, koşturun, uçurun onları derim. Niye mi? Bana göre bitip tükenme evresi değil bu. Gelişsinler daha çok öğrensinler, uygulasınlar, büyüsünler dönemi.
Salih, Ceyhun, Özgür gol atsa sevinmem. Caner, Eren, Mehmet Gündüz ile yol arkadaşları atsın goleri. Ozan kalede dimdik duruyor. Salih, Sefa ile kaptan savunmanın ayarını düzenliyorlar. Bakın genç Kuban duran toplara gidip kafa vuruşlarından gol arayışlarına başladı bile. Fazla kafa ütülemeden demem o ki arkadaşlar varsayın ki bir okuldasınız deney yapıyor, öğreniyorsunuz. Çıkın, koşun yüreğinizin gittiği yere kadar gidin. Bu yazıyı da kesin ve saklayın. Yıllar önce yaşlı bir futbolcu eskisi yazmıştı bunları deyin ve gülümseyin… Karanlıktan aydınlığa ulaşmanın tek koşulu adım atmaktır.
Fatih Tanfer: Erzurum maçında Erzurum’un 3, Altay’ın 1 şutu direkten döndü. Altay’ın ligde kalma mücadelesinde durumu zor. Ancak imkansız değil. Tecrübeli Ceyhun ve Özgür ağabeylerinin yanında gençler tempo, dayanıklıklık ve enerjileriyle büyük mücadele veriyor. Bu kadro elinden gelen bütün çabayı sarf ediyor. En büyük eksiklikleri hücum alternatiflerinin olmaması. O problem çözülürse son düdüğe kadar savaşacaklarına inanıyorum. Altay’ın bu gençlere sahip çıkmaktan başka çaresi yok. Yeter ki gençlerin inançları asla kaybolmasın…
Mehmet Demirtaş: 110 yıllık kulübün durumu hepimizin canını sıkıyor. Sadece sportif anlamda değil, yönetim anlamında da tam bir fiyasko oldu bu sezon. Sezon başından itibaren Altay adına bir mucize olmasını bekledik. Yazılarımızda Altay’ın camia büyüklerini, şehri yönetenleri, STK’ları göreve davet ettik. Herkes Altay’ın içinde bulunduğu zorlu süreci görmezden geldi…. Ne güzel söylemiş şair; ‘‘Haznesi altın olsa da susuz çeşmeden su akmaz, kendisi aslan olsa da düşenin dostu olmaz.’’
Transfer tahtası açılamadı. Kulübün borcu katlanarak büyüdü. Eldeki futbolcuları da kaybedince Altay ligin dibine çakıldı. Kulüpte başkanlar ve yöneticiler değişti ama onun dışında hiçbir şey değişmedi.
Herkes soruyor; “Her şey bitti mi?” diye. Aslında biten bir şey yok. İşi matematiğe vurursan, alacağı seri puanlar düze çıkarabilir takımı.
Yani; işin matematiğine bakarsan, umut var. Sporcunun namusudur forması. O formayı sonuna kadar teri ile ıslatması, her zorlukta kulüpten kaçmayı düşünmemesi gerekir. Altay’ın lig tarihi inişlerle ve çıkışlarla dolu. Defalarca dibe vurdu bu takım. Üçüncü lige kadar düştü. Ama her defasında küllerinden yeniden doğdu.
Batan gemiyi terk etmeyenler onurlu mücadelesini sürdürmeye devam ediyor. Selam olsun onlara… Altay’ın gençleri mücadeleleri ve hırslarıyla bence alkışı sonuna kadar hak ediyor. Onurlu yolculuklarında başarılar diliyorum…